Zapals.com

1 Mart 2017 Çarşamba

Türkiye'de Kurumsallık : "0"



2000 li bilişim çağının doruk noktası olan bir dönemdir.
Bir çok gelişmeyi artık internet üzerinden yapmaktayız insanlar olarak. Haberleri, iletişimi, ticareti, alışveriş, yemek ihtiyaçlarını vs aklımıza gelecek bir çok alanı intermet sayesinde karşılamaktayız. Buna bağlı olarak da iş başvurularını da özgeçmiş adı altında oluşturmuş olduğumuz dosyalar şeklinde belli başlı iş ilan siteleri yada kurumların kendi mail adreslerine ileterek yapmaktayız. Peki ülkemizde mail kullanımı ne durumda. İletişim bölümlerinde bulunan mail adresleri gerçekten iletişim için kullanılabiliyor mu buna değinmek istedim.
Ben Atatürk Üniversitesi Fen Bilgisi öğretmenliği mezunu bir kişiyim. 4 yıl devlet okullarında ücretli öğretmenlik adı altında bulunan saçma bir sistem altında eğitim verdim. Yaklaşık olarak her gün bir iş ilanı gözatıp başvuruda bulundum. Bu iş başvuruları iş ilan siteleri yada kurumların mail adreslerine özgeçmiş göndererek yada kendi siteleri üzerinde bulunan insan kaynakları menüsü adı altında bulunan formu doldurarak gerçekleşti. Gelelim bu başvurulara dönüşe : "0" ( Sıfır). Evet hiç bir kurumdan bir dönüş olmadı. Belki kurumların aradığı bir aday olmayabilirim bundan dolayı bir şikayetim yok ama en azından başvuruya bir şekilde bir dönüş yapılmasını bekledim. Şimdi sizlere başvuru yapıp bir dönüş alamadığım okulları listeleyeceğim. Eksik kurumlar olabilir onları unutmuşum olabilirim hatırladıkça ekleme yapacağım.

Adıgüzel okulları
Vega okulları
Ted Trabzon
Bulut Etüt
Cevher koleji
Fen Bilimleri Merkezi
Montessori Vakfı Okulları
İstanbul Üniversitesi Vadi Okulları
Bil Okulları
Doğru Cevap
Gökkuşağı Koleji
Arel Koleji
Birikim okulları
Sultan Fatih Koleji
Devran koleji
Koza koleji
İhlas Eğitim Kurumları
Cihangir Koleji
Bilge Çınar Eğitim Kurumları
On adım eğitim kurumları
Çözüm Koleji
High School
Değişim okulları
İstanbul Başarı Koleji
Ay Koleji
Doğa Okulları
Uğur Okulları

12 Ocak 2017 Perşembe

Kupayı (ç)alan Trabzonlu

Son günlerin en popüler haberi : " Kupayı çalan Trabzonlu". Halit Şahin isimli Trabzonspor taraftarı Fenerbahçe Spor kulübünde bulunan 2010 - 2011 sezonu kupasını çalarken yakalandı. Haberlerin içeriği bu şekilde lanse edilmekte. Halit Şahin ise kupanın gerçek sahibine verilmesi gerektiği ve 6 yıldır süre adaletsizliğe karşı yapılmış bir eylem olarak görüyordu.

Gelin sizlerle biraz eskilere gidelim. Yıl 2011, Trabzonspor ile Fenerbahçe Süper ligde şampiyonluk yarışı yapıyorlar. Sezon sonunda iki takımda 82 puanda kalıyor ve Fenerbahçe averaj ile şampiyon oluyor. Tarihler 3 Temmuz 2011 i gösterdiğinde Türkiye sabaha şike operasyonu ile uyanıyor. Bu operasyon sonucunda Fenerbahçe başkanı, yöneticileri, eski futbolcuları futbolda şike yapmak suçundan cezalandırılıyorlar. Bu olay Türkiye ve Avrupa spor mahkemelerine taşınıyor ve sonuç hep Fenerbahçe aleyhine çıkıyor. Tüm kurumlar Fenerbahçe'nin şike yaptığını onaylıyor. Asıl sorun bundan sonra başlıyor işte. Tüm bu sonuçlar sonrası kupanın ve şampiyonluğun gerçek sahibi olan Trabzonspor'a verilmesi gerekirken o zamanki siyasi irade buna müsaade etmiyor. Siyasi gücün göstermiş olduğu fanatizm bir türlü adaletin tecelli etmesine izin vermiyor. Üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen halen bir avuç Trabzonspor sevdalısı bu davanın peşinde koşmaya devam ediyor. Avrupada ise halen bu olayın davası tam olarak netliğe kavuşmuş değil ve süreç devam etmekte.

Gelelim yine bugüne. Halit Şahin isimli Trabzonspor taraftarı bu olaydan ötürü tutuklanıyor. Şimdi burada aklımıza Fenerbahçe başkanın açıklamaları gelmiyor değil :
"Araba çalmaya gittiniz. Anahtarı soktunuz. Vazgeçtiniz. Döndünüz gittiniz. Bu suç mu şimdi?". Halit Şahin de gitti almaya karar verdi camı kırdı ve vazgeçti almaktan bu suç mu şimdi diye savunma yapsa acaba Aziz yıldırım'a sağlanan tölerans ona da gösterilir mi ?

Halit Şahin isim arkadaş umarım kısa sürede bulunduğu durumdan kurtulur.