Zapals.com

23 Nisan 2012 Pazartesi

Sosyal Paylaşım Sitelerinin Gücü




20 Nisan günü aldığım bir karar ile Sosyal paylaşım siteleri olan Facebook ve Twitter'a olan üyeliğimi dondurup Kpss çalışmalarına hız vermeyi düşündüm.

Ve o kararı anında uygulayıp iki hesabımı da dondurdum.

O gün itibari ile akşam ders çalışmaya başlayıp Sosyal platformdan uzak durmayı başardım ama aklımın bir köşesinde halen vardı ne olup bittiği.

Cuma gününü atlattıktan sonra koca 2 günlük haftasonu vardı.

Bilgisayarı açıp maillere bakıp, haber sitelerinde dolaştıktan bir süre sonra bilgisayar ekranına bakakaldığımı farkettim.

Evet yapacak birşey bulamadım bilgisayarda ve açmamak için direndim hesaplarımı ve bilgisayarı kapattım.

Pazar günü de arkadaşlar ile buluşma olduğu içinde o günde internet ortamından uzak kalabileceğimi düşündüm.

Fakat hesapları kapattıktan sonra farkına vardığım bir gerçek vardı ki bu da gündemin takibi ve insanlar ile iletişimin eksikliği.

Sosyal paylaşım siteleri her ne kadar bağımlılık yapsa da arkadaşlar ile iletişim yönünden ve gündemi takip etmek açısından artık hayatımızın bir parçası.

Ben Sosyal paylaşım sitelerine fazla dayanamadım ve hesaplarımı aktif ettim.

Bunu başarabilene saygı duyarım.

20 Nisan 2012 Cuma

"C'est dommage" - Yazik



Türk futbolunun katili ve en karaktersiz futbolcularının başında gelen Emre Belözoğlu Trabzonspor karşılaşmasında Fildişi Sahil'li futbolcuya maç esnasında "Fucking Nigger" küfrünü edip maç sonraki yorumunda bunu da kabul etmişti.

Sonra ki gün başka bir siyahi futbolcu Yobo ile basın karşısına çıkan Emre dün itiraf ettiğini bugün yalanlayabilecek yüzü gösterdi bizlere.

Bu olayda Yobo'nun şahit gösterilmesi olayların ahlaksız boyutunu iyice gözler önüne serdi.

Kamera kayıtlarının olduğu ve Emre'nin küfür ettiği açıkca belli iken bazı çevrelerin bunu yalanlama çabaları ise insanın midesini bulandıran cinstendi.

Trabzonspor bunun üzerine PFDK'ya başvurarak bu olayın cezasız kalmamasından yanaydı.

Emre'nin ırkçılık üzerine saldırısı ilk değildi. İngiltere de futbol oynarkende adı ırkçılık olaylarına karışmıştı.

Irkçı saldırı karşısında en yakın örnek Luis Suarez'in Evra'ya söyleminden sonra İngiltere Federasyonu tarafından 8 maç + 40 bin Pound ceza almasına karar verilmişti.

Türkiye de ise nasıl bir ceza verileceği konusunda kimsenin bir fikri yok iken 2 maçlık bir ceza verildi Emre Belözoğlu'na.

Evet yanlış duymadık sadece 2 maç.

Zokora'ya haksız bir şekilde gösterilen kırmızı kartın sonunda verilen 3 maçlık cezayı düşündüğünde tüm kelimeler anlamını yitiriyor.

Zokora'ya Trabzonspor tercümanı tarafından iletilen verilen ceza hakkında ki yorumu ise çok kısa : "C'est dommage" yani Yazik.

Sadece yazık değil AYIP.

Türk futbolu için bir ayıp.

Türk insanı için bir ayıp.

Türk adaleti için bir ayıp.

Türkiye şikeyi savunan bir imajının yanına artık bir yenisini ekledi : Irkçı.

19 Nisan 2012 Perşembe

Menfaatler mi Ahlaki değerler mi ?



Türkiye 3 Temmuz tarihinden bugüne bir şike süreci içerisinde bulunmakta.

Devletin bazı organları tarafından yürütülen operasyonlar sonucu görüntü, ses ve yazılı belgeler elde edilmiş.

Bu belgeler eşliğinde Türkiye Süper liginde bazı takımların üst düzey yetkilileri maçlara etki edecek olaylar içinde yer almışlar.

Hazırlanan belgelerin medya ile paylaşılmasından sonra herkes o süreçte yaşananları okuyup bilgi sahibi olmuştur.

Kişilerin kendi aralarında ki sms leri, telefon görüşmelerinin kayıtlarının bulunduğu belgeleri okurken bazen ağızlarından çıkan sözlere insanın inanası bile gelmiyor.

Durum apaçık ortada iken bazı gerçekleri kabullenmemek ise anlam verilemeyen başka bir konu.

Bir insan benim verdiğim değere bir olguya küfür ediyorsa o insanın benim gözümde artık hiçbir değeri yoktur.

Çıkan belgelerde "Sikerim böyle Fenerbahçeyi" diyen bir şahsiyetin peşinden o külübe gönül vermiş insanların halen o kişiyi savunmaları hiçbir gerekçe ile açıklanamaz.

Ortada yapılan bir ahlaksız var ama bu ahlaksızlığı savunan onlarca insan var.

Kendi menfaatleri için ahlaki değerlerinden vazgeçmiş insanlar görüyoruz her gün ekranlarda.

En son sahada yaşanan ırkçlık olayında bile sırf kendi takımı oyuncusu olayın içinde olduğu için ırkçılığı haklı nedenlere bağlamak isteyen insanlar gördük.

Türk insanı belli bir ahlaka sahipti. İyinin, adaletin yanında olmasını beklediğimiz insanımız kötüyü kendi ahlaki değerlerini hiçe sayarak savunmaya başlar hale gelmiş.

Bu süreç insanların gerçek yüzlerini göstermesi açısından da etkili olmuştur.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Taraftarın ruhunu sahaya yansıtamama



Oynamaması gereken takımların bulunduğu ve bu şartlarda oynanmaması gereken bir lig bitti.

Yayıncı kuruluşun talimatları ile bir de Süper Final denilen bir zırvalık ortaya atıldı.

Hemen hemen tüm taraftarın ortak görüşü saçmalık olarak nitelendirse de bu turnuvayı taraftar kendi takımını sahada gördükten sonra kendi takımını izlemeden de duramıyor.

Play Off'un ilk mücadelesi yağmur yağışı nedeniyle ertelenince açılış karşılaşması Fenerbahçe-Trabzonspor maçına kısmet oldu.

Fenerbahçe'nin istekli oyununa karşılık Trabzonspor da Tolga-Mustafa-Zokora 3'lüsünün dışında sahada ruhsuz şekilde dolaşan futbolculara rastlamak mümkündü.

Colman'ın 2. golden önce ve sonraki perfonması da tartışılacak başka bir konu.

Halil, Olcan ve Burak'ın performansları taraftar tarafından artık sert şekilde eleştirilir hale geldi.

Taraftar kendi heyecanını sahada yaşatan futbolcu görmek ister.

Fakat durum hiç böyle değildi ve Trabzonspor 2-0 lık skor ile mağlup oldu.

Maç esnasında Emre Belözoğlu'nun ırkçı davranışları da maça damga vuran diğer bir olaydı.

9 Nisan 2012 Pazartesi

Soru işaretleri arasında biten sezon

Sezonun son maçında Orduspor deplasmanından 1 puan ile dönen Trabzonspor Play Off lar öncesi şampiyonluk yarışında da büyük yara aldı.

Ortasahada Colman'ın eksikliği nedeniyle top yapmakta zorlanan Trabzonspor maçı neredeyse tek bir atağı olmadan tamamladı.

İki Karadeniz kulübünün maçında dostluk rüzgarları eşliğinde geçmesi beklenen maçtan önce Orduspor'lu taraftarların Trabzonspor taraftarlarına saldırması ve maç esnasında da küfürlü tezahüratları güne damgasını vuran olaylardı.

Bu düşmanlığa neyin sebep olduğu ise büyük bir soru işareti.

Halbuki geçen yıl Avni Aker stadın da Trabzonspor'un Karadeniz takımlarına yaptığı davranış halen akıllarda iken.



Tüm soru işaretlerine rağmen bir sezon sona erdi ve ilk defa uygulanacak olan Play Off sistemine Trabzonspor 3. olarak başlayacak.

3 Nisan 2012 Salı

Trabzon da Bir Arjantinli - Gustavo Colman

Kariyerine 2003 yılında Arjantin Birinci Lig takımlarından CA Platense’ta başladı. 2006-07 sezonu başında takımının 2. lige düşmesiyle vatandaşı Hernan Losada ile birlikte Belçika’nın Germinal Beerschot takımına kiralık olarak transfer oldu. Daha sonra sözleşmesindeki madde gereği yeni takımında kaldı. Germinal'de ilk lig maçına 29 Temmuz 2006 tarihinde K.S.K. Beveren ile oynanan maçta çıktı. İlk golünü ise 28 Ekim 2006'da R. Charleroi S.C.'ye attı.






İki sezon forma giydiği Germinal'de 45 karşılaşmada 4 gol atan Colman, 22 Mayıs 2008'de Trabzonspor'la 2,5 milyon Euro bonservis bedeliyle 5 yıllık sözleşme imzaladı. Böylece Trabzonspor'umuzun tarihindeki ilk Arjantin'li futbolcusu oldu. Colman, ilk resmi lig maçına 24 Ağustos 2008'de Ankarasporkarşısında çıkarken, ilk lig golünü 27 Eylül 2008 tarihinde Antalyaspor ile oynanan ve 3-2 kazanılan maçta attı. 2009-10 sezonunu 9 gol 8 asist le kapatarak kalitesini göstermiştir. Değerini ikiye katlamıştır ve Trabzonspor'umuzun en pahalı futbolcusudur.Takım oyununu çok iyi bilmekte ve uygulamaktadır.Tekniği ve pasları onun en önemli özellikleridir.







27 Eylül 2011 tarihinde Hüseyin Avni Aker Stadyumunda Şampiyonlar Liginde atılan ilk gol Colman'ın oldu. Colman penaltıdan Lille'ye attığı gol ile tarihe geçti.





Bu arada, evli ve iki çocuk babası olan Colman'ın, küçük kardeşi, CA Platense takımının altyapısında futbol oynamaktadır.






Profesyonel kariyeri
Yıl Kulüp Maç (gol)
2003–2006
2006–2008
2008-
Chacarita Juniors
Germinal Beerschot
Trabzonspor
64 (14)
45 (4)
105 (16)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Aydınus ve Kale Direkleri



Beklenen gün gelmişti.

Geçen yılın Türkiye tarafından şampiyon ilan edilen takımı Fenerbahçe ile Uefa tarafından Türkiye şampiyonu ilan edilen Trabzonspor Avni Aker de karşı karşıya geldi.

Maçın hakeminin Aydınus olarak atanması Trabzonspor cephesinde pek hoş karşılanmasa da artık sahada mücadele edilecek bir fazla kişi daha vardı.

Taraftarın yoğun baskısı altında başlayan maçın 34. dakikasında sahaya atılan atletler, bordo-mavi sisler nedeniyle maça ara verilmek zorunda kaldı.

41. dakika da OFSAYT tan atılan gol ile Fenerbahçeyi devreyi 1-0 önde bitirdi.

İkinci yarıya değişiklikler ile başlayan iki takımda oyunu ortasahaya yıkmış durumdaydı.

Dakikalar 73'ü gösterdiğinde Trabzonspor tarihinin en golcü futbolcusu ünvanını artık eline geçirmişti Burak Yılmaz.

Hakem Aydınus'un verilmeyen kart ve penaltılar ile ulaşmak istediği hedefe her daim Trabzonspor a sıkıntı yaratan kale direkleri izin vermedi.

Hem Aydınus hemde kale direkleri bu maçtan istediği sonucu aldı.