Zapals.com

23 Aralık 2011 Cuma

4*4'lük Bir Yıl



2011 yılının son maçında Trabzonspor Avni Aker stadında başka bir Karadeniz ekibi olan Orduspor u ağırladı.

Taraftarların geçen hafta ki olaylar ile ilgili düşüncelerini yansıtan pankartların asılı eşliğinde 2011 yılının son resmi maçına çıktı Trabzonspor.

Maç boyunca topla oynama sürelerinde bir üstünlük kuramasa da maçtan 4-1 skor ile ayrılmayı başardı.

Kanat oyuncuları, Adrian ve suskun durumda bulunan Burak ın 3 golle tanışması herkesin moralini yerine getirdi.

Trabzonspor aslında herkese inat 4*4 lük bir 2011 yılı geçirdi.

82 puan ile elde edilen ŞAMPİYONLUK, Şampiyonlar liginde alınan tarihi başarılar.

Umarız 2012 yılı da bir şampiyonluk ile daha sonuçlanır ve Avrupa da ki başarılarına bir yenileri daha eklenir.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Fırtınaya Destek Zamanı



Fırtına ortaya çıktı ve şimdi yapması gereken önüne ne varsa katıp gitmeli.

Evet belki çoğu kişi geç kalındığı konusunda hem fikir olabilir ama bu saatten sonra ne kadar kuvvetli oluşturabiliriz bunun çalışmasını yapmalıyız.

Yönetim ve hocamızın yaptığı konuşmaların her platformda arkasında durmalıyız.

Bir süreliğine yapılacak tüm eleştirilere ara vermeliyiz.

Yanlı yayın yapan medya kuruluşlarına en ufak katkı sağlayacak hareketlerden kaçınmalıyız.

Kendi şehrimizde bunların satılmaması ve okunmaması konusunda insanımızı bilinçlendiren çalışmalar yapılmalı.

İçimizde ki düşmanlara da kesinlikle izin verilmemeli ve en ufak seslerinde kafaları ezilmeli bu kadar açık ve net.

Gün birlik ve beraberlik günüdür.

Son yapılan hareketler sonrası tek ortak noktamız olan Trabzonspor için beraber olmamızı gerektirmektedir.

Lütfen bir müddet egolardan kurtulalım ve takımımıza sahip çıkalım.

10 Kişilik Mücadele



Sezonun son derbisinde de Trabzonspor sahadan 10 kişi ayrılmak zorunda bırakıldı.

Evet bırakıldı diyoruz çünki hakemin art niyetli kararları saha içinde kendini gösteriyordu.

27. dakikada Gökhan Gönül e kırmızı kartı gösteremeyen Cüneyt Çakır yine aynı Gökhan ın itirazlarına rağmen genç Aykut a kırmızı göstermekte kararlıydı.

Verdiği sıradışı fauller ve anlamsız kartları ile Fifa kokartına nasıl sahip olduğu tartışılır bir hal aldı.

Trabzonspor üzerinde oynanan oyunların ivme kazandığı bu süreç içerisinde Trabzonspor yönetimi ve hocası Şenol Güneş in yaptığı ardı ardına açıklamalar ileri ki günlerde ortamın daha da gerileceği yönünde.

Taraftar ise yapılan bu açıklamalardan oldukça memnun ve takımının arkasında olduğunu her defasında gösteriyor.

15 Aralık 2011 Perşembe

Yine Avni Aker Yine Hüsran



Süper ligin en fazla resmi maç oynayan takımı olan Trabzonspor un Şampiyonlar ligi mücadelesi nedeniyle ertelenen lig maçını haftaiçine sıkıştıran bir federasyonun hangi kafa yapısı içerisinde olduğuna akıl mantık ermiyor.

Ayrıca Avrupa da başka bir temsilcimizin olması nedeniyle maç saatinin de 17:45 olması taraftar ve oyuncular açısından sıkıntılı bir maç olmasını neden oldu.

Taraftarların ortak noktası cezalı oyuncuların yanısıra bazı oyuncularında dinlenceği yönünde iken Şenol hoca aynı şeyi düşünmüyordu.

Yoğun maç temposunun verdiği yoğunluk ile bazı futbolcuların artık sahada yürüyor olması dinlenmesi gerektiğini gösteriyordu.

Son 2 Avni Aker maçında mağlubiyet yaşayan Trabzonspor Gençlerbirliği maçından da sahadan mağlubiyet ile ayrıldı.

Haftasonu oynanacak olan Fenerbahçe maçı öncesi morallerin yüksek olması açısından kazanılması gerekilen maçta da sonuç iyi olmadı.

Taraftar ve futbolcular açısından yılın belki de en önemli maçı olan Fenerbahçe mücadelesinden beklentiler şimdiden yüksek seviyede.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Kötü futbol, Kötü hakem, Kötü sonuç



Trabzonspor sezonun ikinci derbisinde Avni Aker de Galatasaray ı ağırladı.

Taraftar olarak sahaya sürülen 11 in ideal olduğu düşüncesi hakimdi.

Fakat son yılların en kötü futbolu vardı Trabzonspor adına sahada.

İlk dakikalarda gelen bireysel hata yüzünden gol sonrası motivasyon kaybı yaşandı.

ilk yarının son dakikalarında 3 yıldır Trabzon da yapamadığını Trabzonspor a karşı yapan Selçuk un frikik golü ile herşey Trabzonspor için daha da kötüye gitti.

İkinci yarı da Kuddusi nin verdiği komik kırmızı karttan sonra oyunun kontrolünü iyice eline geçiren Galatasaray maçın sonlarına doğru yine eski bir Trabzonsporlu olan Ceyhun un golü ile farkı 3 e çıkarmasını bildi.

Trabzonspor sahada yenilebilir bu kabul edilir ama saha içinde ruhsuz bir şekilde dolanan futbolcu kabul edilemez.

8 Aralık 2011 Perşembe

Başka futbol organizasyonu kaldı mı?



Şampiyonlar ligi ön elemesi ile başlayan Avrupa macerası.

Ön eleme maçlarında Benfica ya elenen Trabzonspor un bu kez yolu Uefa kupasıydı.

Atletic Bilboa ile ilk maçta 0-0 kaldığı maçın rövanşını bile oynamadan asıl hakettiği şampiyonlar ligine direk katılma yolu açılmıştı.

Hazırlıksız yakalandığı bu dünyanın en büyük futbol organizasyonlarından biri olan Şampiyonlar ligi için Trabzonspor a pek fazla şans verilmiyordu.

İlk maçta Milano da İnter e karşı alınan tarihi zaferin ardından tüm Avrupa da Trabzonspor adı konuşulmaya başlandı.

Artık Trabzonspor için gruplardan çıkma hesapları yapılmaya başlandı.

Lille ile alınan beraberlik sonrası Cska yenilgisi moralleri bozsa da ilk defa katıldığı bu arenada adından söz ettirmeyi başardı.

Grup maçları sonunda aldığı 1 galibiyet 4 beraberlik ve 1 mağlubiyete karşılık attığı 3 gol ile yoluna Avrupa kupaların da devam etme hakkı kazandı.

Böylelikle Trabzonspor aynı sezon içinde 2 defa Şampiyonlar ligi ve 2 defa Avrupa ligine katılarak bu alanda bir ilk gerçekleştirmiş oldu.

Avrupa artık anladı ki Trabzonspor suz bir turnuva düşünülemez.

3 Aralık 2011 Cumartesi

Soğuk Hava Soğuk Futbol



Tarihinin en önemli mücadelesi öncesi Trabzonspor Süper lig de Sivasspor karşısında antreman maçına çıktı.

Sivasspor karşılaşmasına forma şansı bulamayan oyunculardan oluşan bir kadro ile çıkan Trabzonspor pas yapmakta güçlük çekiyordu.

Colman ın kadroda bulunmayışı nedeniyle Trabzonspor ortasaha da oyunun kontrolünü sağlayamıyordu.

23. dakika da defansın kademe hatası ile yenilen gol sonrası oyun daha da zor bir hale gelmişti.

Golden sonra oyunu soğutmak için elinden geleni yapan Sivassporlu futbolculara maçın hakemi de katkı sağlayınca son yılların en kötü mücadelesi yaşanıyordu futbol adına.

İlk yarısı Sivasspor un üstünlüğe ile tamamlanan maçın ikinci yarısında Trabzonspor suskun golcüsü Henrique ile beraberliği yakaladı.

69. dakika da Adrian ın hatasında kalecinin hatasını iyi takip eden Volkan ile öne geçmeyi bildi.

Top tutma ve pas yapmada zorlanan Trabzonspor a geç kalınmış değişiklik hamleleri de eklenince Sivasspor yine bir defans hatası ile golü bulup durumu 2-2 e getirdi.

Maçın sürekli durmasına karşılık ilk ve ikinci yarı eklenen komik uzatma dakikaları da maçın dikkat çeken taraflarıydı.

Son dakika da faul atışının kullanılmasına bile izin vermeyen hakem tarafından maçın son düdüğü çaldı ve Trabzonspor antreman maçından 1 puan ile ayrıldı.

Tüm herkesin kafasının haftaiçi oynanacak Lille maçında olmasından dolayı sonuç pek önemli değildi.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Derbinin ardından



Haftaiçi İnter karşısında mükemmel bir oyun ortaya koyan Trabzonspor bu sezon ki ilk derbi mücadelesinde Beşiktaş ile karşı karşıya geldi.

İnter maçında ki ilk 11 ile sahaya çıkan Trabzonspor en azından 1 puan çıkarma düşüncesinde olan Beşiktaş karşısında maça çıktı.

Yoğun maç temposu nedeniyle Trabzonsporlu futbolcularda yorgunluk belirtileri sahada göze çarpıyordu.

Özellikle Serkan, Alanzinho ve Halil maç esnasında gösterdikleri kötü performans ile dinlenmeye ihtiyaçları olduğunu görüşünü yansıttı.

İlk yarısı 0-0 biten maçın ikinci yarısında da oyun orta seyirde devam etti.

Beşiktaş Quaresma'nın bireysel yeteneğiyle Trabzonspor kalesinde etkili olma çabasındaydı.

Celutska nın müdahelesi sonunda yerde kalan Mustafa ile kazanılan penaltı atışını kullan Quaresma ile Beşiktaş 1-0 öne geçti.

Bu golden sonra Beşiktaş atakları sıklaşsa da Burak ile bir pozisyondan yararlanamayan Trabzonspor un son dakika da ki Egemen oyunculuğu ile sayılmayan gol sonrası maç Beşiktaş ın galibiyeti ile sonuçlandı.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Umutlar Fransa ya



Trabzonspor Türk spor medyasının sessiz kaldığı bir havada İnter ile Avni Aker de tarihi bir maça çıktı.

Şampiyonlar liginde ilk defa mücadele eden Trabzonspor a medyanın bu kadar sessiz kalması aslında taraftarların pek tuhafına giden bir davranış değildi.

İnter mücadelesinden önce grubun diğer maçında Cska Rusya da Lille ile mücadele edecekti.

Bu maçtan çıkacak olan sonuç Trabzonspor u da yakından ilgilendiriyordu.

Rusya da Fransız ekibi Lille in 2-0 üstünlüğü ile tamamlanan karşılaşma sonucu grupta bir puan kargaşasına yol açacak gibi görünüyordu.

Bu sonuç sonrasında Trabzonspor un alacağı bir galibiyet işleri daha kolay hale getirebilirdi.

Bu düşünceler arasında başlayan mücadelede iki takımda topu daha fazla ayağında tutma gayreti içerisindeydiler.

Defansın kademesi hatasından kaynaklanan pozisyon da Alvarez in golüyle öne geçen İnter e Trabzonspor Halil in güzel şutunun defans a çarpıp kaleciyi yanıltan topun gol olması ile karşılık verdi ve ilk yarı bu şekilde tamamlandı.

İkinci yarı sahada görmeye alıştığımız bir Trabzonspor vardı.

Özellikle Colman ın göz dolduran performansı ile Trabzonspor atakları tüm hızıyla devam ediyordu.

İkinci yarının ve de grubun kaderini belirleyen en önemli olay Adrian ın kafa topunun direkten dönmesi idi.

İkinci yarı gol sesi çıkmayınca Trabzonspor adına tüm ümitler Fransa deplasmanına kaldı.

Fransa da alınacak olan en kötü beraberlik sonucu ve İnter in Cska karşısında alacağı sonuç Trabzonspor un Avrupa da yoluna devam etmesi açısından önemli olacak.

19 Kasım 2011 Cumartesi

"EL" de var 1

Milli maçların ardından Trabzonspor 28 yıl aradan sonra Mersin e deplasman maçına çıktı.

Nurullah Sağlam'ın haftaiçi övgü dolu sözleri, rakibe olan saygısı çerçevesinde güzel bir maç bizleri bekliyordu.

Trabzonspor da sakatlıkları dolayısıyla milli takımdan çıkarılan Burak ve Giray ın bu maçın kadrosuna dahil olmaları hem kulübü hem de taraftarı sevindiren bir gelişmeydi.

Mersin maçını önemli kılan haftaiçi İnter ile oynanacak Şampiyonlar Ligi maçı öncesi bir idman niteliği taşımaktaydı.

Tek forvet ile sahaya çıkan Trabzonspor 70. dakikaya kadar kaleye isabetli bir şut gönderemedi.

Oyunun genelinde yapılan ataklar ve topla oynama sürelerinde Mersin'in bariz bir üstünlüğü göze çarpmaktaydı.

70. dakika da yan hakemin gözü önünde ki el ile oynanan pozisyonun görülmemesinden sonra kullanılan köşe vuruşundan Giray'ın kendi kalesine attığı gol ile sinirler iyice gerilmişti.

ŞEnol Hoca nın 65 ve 80. dakikalarda yaptığı değişikler oyunun seyrini Trabzonspor a çevirme yetti.

80. dakika da Adrian ın kullandı serbest vuruşta Moritz in kendi kalesine attığı gol ile Mersin de puanlar paylaşıldı.

Trabzonspor ortaya koyduğu oyun itibari ile ne hocasının ne de taraftarının beğenisini kazandı.

18 Kasım 2011 Cuma

Milli takımda Avcı dönemi



2012 Avrupa hayali Play off mücadeleleri sonucu Hırvatistan a kaybedilince Hiddink ve yardımcısı Oğuz Çetin in görevine son verildi.

Böyle bir ayrılığın sinyali play off mücadelelerinden önce de veriliyordu ve yeni teknik adam arayışları vardı.

Yeni teknik adam olarak geçen ilk isim ise ligin en az ama en zeki taraftar gruplarından birine sahip olan İBB takımının hocası Abdullah Avcı idi.

Abdullah Avcı kimdir?

31 Temmuz 1963 İstanbul doğumlu. Ailesi aslen Rizeli. Türk futbolunda oyunculuk ve teknik direktörlük olmak üzere çeşitli kademelerde görev aldı.teknik direktörlük macerasına ise 1999/2000 sezonunda İstanbulspor'da başladı. 2004/2005 sezonunda Galatasaray PAF Takımı'nı çalıştıran Abdullah Avcı, aynı dönemde göreve geldiği Türkiye 17 Yaş Altı Milli Takımı'nı 1 yıl sonra Avrupa Şampiyonu yaparken, aynı takımla kısa süre sonra DünyaGençler Şampiyonası'nda da yarı final oynadı.2006 yılında Milli Takımlardaki görevinden ayrılarak İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da teknik direktörlük görevine başladı. Avcı'nın yönetimindeki İstanbul Büyükşehir Belediyespor Süper Lig'in 2007-2008 sezonunu 12. sırada, 2008-2009 sezonunu 9. sırada, 2009-2010 sezonunu 6. sırada, 2010-2011 sezonunu ise 12. sırada tamamladı.

Süper lig de ki en büyük başarısı geçen sene ki Türkiye Kupası finalı olan Avcı artık Milli takımlar teknik direktörü olarak görev yapacak.

Aylık 150 bin tl maaş ile 3 yıllık sözleşme imzalandı.

Türk futbolunun şuan Avcı dan beklentisi soyadı gibi milli formayı hakeden ve genç yetenekleri avlaması.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Yeni Bir Başlangıç

2012 Avrupa kupalarına katılmak için Play off mücadelesi veren milli takımımız 3-0 lık sonuçla tamamlanan maçın rövanşında Hırvatistan a gitti.

İlk maçta görülen kartlar nedeniye cezalı oyuncuların çok olmasına ilave olarak sakatlıklarında meydana gelmesiiyle çok farklı bir kadro sahaya sürüldü.

Maçın ilk dakikalarında direkten dönen top ile bir nebze de acaba mucize olur mu düşüncesi hakim olmaya başlamıştı ki ilerleyen dakikalar maçın orta seviyede seyir edeceğinin sinyallerini vermişti.

90 dakika boyunca kontrollü futbol sonucu maçtan gol sesi çıkmadı ve Milli takım 2012 futbol turnuvasına katılamadı.

Tüm bu sürecin sorumlusu olarak gösterilen Hiddink in maçtan önce sözleşmesinin fesh edilmesi ile birlikte Milli takımın başına geçecek isim arayışına başlanılmıştı.

Şimdilik İBB teknik direktörü Abdullah Avcı nın ismi ağırlık kazansa da yeni gelecek teknik adamdan çok şuan Milli takımda yardımcı görevde bulunanların durumu asıl önemli olan.

Milli takımda başarı amaçlanıyor ise bunun için bir Türk teknik adam olmalı ve uzun soluklu bir çalışma olanağı sağlanmalı.

Yoksa daha çok Avrupa kupaları ve Dünya kupalarını evimizden izlemek zorunda kalırız.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Duygusallık

Biz Türkler duygusal bir milletiz.

Olaylara bakış açımız çoğunlukla duygusal boyutta olur.

Hiddink yaklaşık olarak 4 milyon Euro luk teklifi duygusal olarak kabul etti ve milli takımın başına geçti.

Sadece isim olarak milli takımın başındaydı.

O da duygusallığını ortaya koydu ve oyuncu seçimini yardımcısı Oğuz a bıraktı.

Dedik ya duygusalız diye Oğuz da duygularına kapılarak hakedene vermedi o forma şansını.

Sonra Alman milli takımı da duygusal davranarak Mesut a bizim maçta forma şansı vermedi ama yine de sahadan galip ayrıldı.

Duygusal olan Mesut Almanya-Belçika maçının kilitini açtı ve haketmediğimiz bir play-off mücadelesine kaldık.

2008 de penaltılar ile elediğimiz Hırvat ların bize pek samimi duygular beslediği düşüncesinde değildik.

İlk dakikalarda gelen hatalı gole devamı da eklenince tribünlerde ki kendi takımlarının duygularını yaşayan taraftarlarında protestoları başladı.

Bir oyuncu hata yapabilir ama elbette ama Milli forma altında protestoyu haketmez sırf başka forma altında mücadele ettiği için.

Sahada protesto edilecek tek futbolcu vardı o da Arda.

Yaptığı hareket hiçbir gerekçe ile açıklanamaz.

Bu maçlardan sonra başta Hiddink ve yardımcıları olmak üzere birkaç oyuncu da dahil milli takımdan uzaklaştırılması gerek.

Milli takımın başına yerli bir hoca ki bu hoca aynı zamanda bir kulübü yönetirken milli takımı da yönetebilecek kapasiteye sahip olabilmeli.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Bayram Hediyesi

23. günde 7. maçına çıkacak olan Trabzonspor un maçını bayramın ilk günü ve de saat 16:00 a koyan federasyonun amacı nedir tartışılır.

Ligde önemli rakiplerinin puan kaybettiği haftada galibiyete ihtiyacı olan Trabonspor da taraftar sıkıntısının da yaşanacağı düşünülüyordu.

Havanın yağmurlu olması ve bayram olmasına rağmen stadın büyük bir çoğunluğu doluydu.

Sahada bu sezon izlenilen bambaşka bir Trabzon vardı.

Eski dönemlerde ki özlenen futbolunu ortaya koyuyordu.

Topla oynama oranları Kayserispor u üstün olarak gösterse de yapılan ataklar da Trabzonspor un bariz üstünlüğü gözönündeydi.

Trabzonspor lu futbolcuların istekli oyunu yoğun maç temposuna alıştıklarını gösteriyordu.

Her zaman ki gibi Burak ın golleriyle Trabzonspor sahadan 2-1 galibiyet ile ayrılarak taraftarlarına bir bayram hediyesi verdi.

Milli maçlar nedeniyle verilecek olan arada futbolcularda, taraftarlarda biraz nefes alacaklar yoğun futbol temposundan.

3 Kasım 2011 Perşembe

Trabzon Takımını Özlemeli

Tribünde ki taraftarın görevi 90 dakika boyunca takımına destek vermektir.

Kendi enerjisini sahada ki oyuncuya yansıtabilmektir.

Oyuncusunun hatasında onu motive edebilmektir.

Top rakip futbolcuya geldiğinde tepkisini koyabilmektir.

Hakemin vereceği kararlarda hakeme baskı kurabilmektir.

Trabzonspor taraftarı ise kendi sahasında oynanan maçlarda bu davranışları bir türlü sergileyememektedir.

Maç öncesi görüntüsü, ilk dakikalarda gerçekleştiği tezahüratlar ile farklı bir akşam yaşatacağı havası verecek düşüncesi oluşturdu.

Fakat ilerleyen dakikalarda tribünlerde ki sessizlik ve homurdanmalar aynı senaryo ile karşılaşmamıza neden oldu.

Maçtan önce Şenol Hoca nın taraftara seslenişi yine sonuçsuz kaldı.

Trabzon taraftarı artık tribünleri kahve görüntüsüne çevirmiş durumda.

Cehennem diye tabir edilen profil artık ortada yok.

Bu nedenledir ki Trabzon taraftarı takımını özlemeli.

En azından 1-2 maçın Trabzon dışında oynanması gerekli.

Bunun sonucunda belki de Avni Aker de ki özlenen tabloya kavuşur olabiliriz.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Gün Destek Günüdür

Gün destek günüdür.

Önceden salı ve çarşamba akşamlarına imrenerek bakan bir takımın taraftarı konumundaydık.

Şampiyonlar ligi müziğinin bizim stadımızda çalınması hayalini kurardık.

Kendi sahamızda Avrupa nın en büyük kulüpleri ile yapacağımız maçtan önce saha ortasında açılacak bayrağı düşlerdik.

Hayaller ve düşler sahnesi artık gerçekleşti bu şehirde.

Şenol Hoca : "Seyircinin maç başından sonuna kadar kontrollü oyunda bizim yanımızda olmasını, destek vermesini istiyoruz."

Tarihinin en büyük başarılarından birine şahit olmak istiyorsan bu akşam stad da yerini al.

90 dakika boyunca tüm enerjini sahaya yansıt, yansıt ki kalemler senin başarını yazmak zorunda kalsın.

27 Ekim 2011 Perşembe

Tek Devrelik Takım

Ligin 8. haftasında Trabzonspor Hüseyin Avni Aker Stadında Antalyaspor'u ağırladı.

Maçtan önce Şenol hoca nın kadroda revizyona gideceği herkes tarafından düşünülüyordu ki öylede oldu.

Trabzonspor kendi evinde ki mücadeleye tek forvet Burak ile ve Colman, Adrian, Volkan ve Alanzinho gibi defansif özelliği olmayan ortasaha oyuncuları ile mücadeleye başladı.

Ortasaha ve defansın birbirinden uzak görüntüsü Deniz Barış ın 60 metre topu sürerek gol atmasına neden oldu.

Bu golden 4 dakika sonra Ali Zitouni nin güzel golü Avni Aker de soğuk duş etkisi oluşturdu.

Şenol hoca 2-0 geriye düşdükten sonra ilk hamlesini Sapara-Halil değişikliği ile yaptı.

İlk yarısı 2-0 Antalyaspor'un üstünlüğü ile kapanan maçın ikinci yarısında Alan-Zokora değişikliği ile alışılmış ikinci yarı Trabzonspor u izlemeye başladık.

Oyunu iyice Antalya yarı sahasına iten Trabzonspor Zokora nın güzel pası ve son haftaların YILMAZ savaşcısı Burak ile farkı 1 e indirdi.

Zokora nın anlamsız kırmızı kartı sonrası ve sonra ki pozisyonda gelen anlamsız penaltı maçın skorunu 2-2 e getirdi.

90 dakika sonrasında son 3 maçta olduğu gibi bu maçta da beraberlik yaşandı.

Trabzonspor sadece ikinci yarıları gösterdiği performans ile aldığı puanlarla bu sezonu devam ettirmekte.

23 Ekim 2011 Pazar

Sözün Bittiği An



Hafta içi yaşanan terör saldırları ve gencecik vatan evlatlarının şehit olması gölgesinde devam eden hayat.

Bu hayatın içinde insanların en büyük eğlencesi futbol oynanmaya 3 dakikalık gecikme ve saygı duruşları ile devam ediyor.

Her maçta olduğu gibi ülkenin en milliyetçi iki şehri olarak bilinen Bursa ve Trabzon karşı karşıya geliyordu.

Maçtan önce yayınlanan görüntüler, maç öncesi saygı duruşu ve maçın başlaması ile teröre lanet okunan sloganlar eşliğinde maç başladı.

Maçın ilk yarısında Trabzonspor'un üstünlüğü bulunsa da gol sesi çıkmadı.

İkinci yarı da Bursaspor da oyuna ortak olunca ilk gol Sestak tan geldi ve Bursaspor 1-0 öne geçti.

Golden sonra Sestak ın tribünleri asker selamı ile selamlaması tribünleri ve izleyenleri duygulandırdı.

Dakikalar 61 i gösterdiğinde herkes gibi Bursaspor lu taraftarlarda Trabzonspor tribünlerinden eğlenceyi beklerken Trabzonsporlu taraftarlardan tüm ülkeyi duygulandıran bir hareket geldi.

1 dakika boyunca asker selamı vererek saygı duruşunda bulunan taraftarların görüntüsü herkesin takdirini kazandı.

Maç Burak'ın penaltı golüyle 1-1 bitti.

Kaybedilen puanlar, yanlış oyuncu değişiklikleri unutulur ama o 61. dakikada ki düşünceli hareket uzun yıllar hafızalarda kalacak.

Yüreğinize sağlık.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Söz

İngiltere Premier Lig inde kiralık olarak verilen bir oyuncu kendi takımına karşı mücadele edemez diye bir kural vardır.

Bizim ülkemizde ise durum farklı olarak iki kulübün aralarında ki anlaşmaya kalmış bir olaydır kiralık oyuncu transferi.

Herkes bugün Bursaspor a karşı Volkan ın forma giymesini beklerken Volkan Şen in Bursaspor a karşı forma giyemeceğine dair haberler ortaya çıktı.

Bunun nedeni ise Trabzonspor Başkan ının imza anında verdiği sözden ibaret olduğu anlaşıldı.

Volkan Şen zaten şampiyonlar ligi maçlarında statü gereği görev yapamazken birde böyle bir söz yüzünden ligde mücadele etmemesi tansiyonu arttırdı.

Bu olayın bir benzer durumu da Fenerbahçe ile Kayserispor arasında Önder Turacı transferinde gerçekleşmişti.

Ne diyelim verilen sözler tutulur ama bu sözler ileri ki transfer politikaları için olumsuz bir sonuç doğurmaz umarım.

19 Ekim 2011 Çarşamba

Mantık belli 1-0 olsun bizim olsun.

Taraftar sahadaki takımından güzel futbol ister ve bu güzel futbolun sonucunda da elbette puanlar bekler.

Ama bazen takımın sahada ortaya koymuş olduğu futbol herkes tarafından beğenildiği halde sonuç istenildiği gibi olmayabilir.

Dün akşam Trabzonspor da top ile daha fazla oynayan, pas trafiği iyi olan ve kullandığı köşe vuruşları ile üstündü ama maç farklı bir skor ile aleyhinde tamamlandı.

İnter ve Lille karşılaşmalarında sadece ikinci yarıları ortaya koyduğu oyun ile puanlar almasını başaran Trabzonspor maçın geneline yaydığı bir mücadeleden puansız dönmek zorunda kaldı.

Önümüzde daha 3 maçın olduğunu ve bu 3 maçın 2 'sinin kendi sahamızda olduğunu düşünürsek gruptan çıkma inancımızın devam ettiğinin bilincindeyiz.

Önemli eksikliklere rağmen grubun ilk maçlarında aldığı 4 puan bu gruptan çıkması için yeterli olacaktır.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Alman Usulü !

2012 Avrupa Grup kuraları çekildiği zaman herkesin Almanya nın arkasından 2. olarak olarak Turnuvaya katılacağımız düşüncesi hemfikirdi.

Bazen kadro seçimi, bazende sahadaki oyuncuların performansından kaynaklanan hatalar sonucu kaybedilen puanlar turnuvaya katılma şansını son maça bırakıyordu.

Bizim Azerbeycan ile yapacağımız hafta Belçika'nın da Almanya ile yapması umutlarımızı artırıyordu.

Acaba bir Alman usulü yapar mı diye düşünmedik değil aslında Almanya Milli takımı için.

Alman usulünü bilirsiniz herkes kendi hesabını öder.

Ama ortaya bir Türk çıkıp cömertliğini gösterdi ve hesabı kesti.

Mesut Özil, Türk Milli Takımına katılmadığı için eleştri yağmuruna tutulan Real Madrid li futbolcu belki de Milli forma altında ki futbolculardan daha çok faydası bulundu formasını giymediği ülkesine.

Her ne kadar bu takım bu oyun ile Play off lara kalsa da oynanan futbol ile play off lardan ilerisi düşündürücü.

6 Ekim 2011 Perşembe

Milli Heyecan

 Bir ülke düşünün.

O ülkede bazı insanlar kendi Milli takımından soğumuş.

O insanların içindeki Milli heyecan son bulmuş.

Hee belki diyeceksiniz o insanlar problemli.

O insanlar yanlış düşünceli.

Ama bu insanları Milli heyecandan uzak tutan nedenleri bilmek gerekli aslında.

Benim için ilk Milli heyecanı içimde azaltan Turkuaz rengi forma.

Aman kardeşim sende diyebilirsiniz.

Ama ben diyemiyorum.

Ne oldu benim Kırmızı-Beyaz formama.

Kutsal bayrağımı ifade eden renklere.

Tribünlerde bağrılan Kırmızı-Beyaz marşlara.

Tribünde Kırmızı-Beyaz diye bağırıyorsun.

Sahada Turkuaz bir forma.

Daha sonra Şenol Hocam geldi Milli takımın başına.

Dünya 3.'lüğü gibi büyük bir başarıya imza attı.

Ama bir baktık Şenol hoca Milli takımdan en değersiz sebepler ile ayrıldı.

Fatih Terim denilen zat geldi o gönül verdiğim ülkemin takımının başına.

Herkes bilirdi bu adamın nasıl tipte bir insan olduğunu.

Kişisel meselelerini Milli takıma yansıtmaktan hiçbir zaman çekinmedi.

Her zaman taraflı bir kadro sürdü sahaya.

Gerçekten hakedenlere vermedi o formayı.

Evet belki kişisel düşünüyorum.

Kendi takımımda oynayan futbolcuların o Milli formayı giymelerini istiyorum.

Ama ben onların o formayı hakettiğini çok iyi biliyorum.

Sahada onları göremeyince içim burkuluyor.

Ve sonunda Terim'de bıraktı Milli takımı.

Biran içimde Milli heyecan yükseldi.

Maçı sabırsızlıkla bekledim.

Takımımda görev yapan oyuncular takıma çağrılmıştı.

90 dakika boyunca sabırsızlıkla bekledim, bekledim ve bekledim.

Bir hazırlık maçıydı.

Ama yine forma giyen bir oyuncum yoktu.

Karşıydım Milli takımımın başına yabancı hoca gelmesine.

Ama artık bekler oldum gelecek hocanın stratejisini.

Fakat yine değişmedi o strataji.

Marifet hoca da mı yoksa yanındakiler de mi bir türlü anlam veremedim.

Bu anlam veremeyişlerim altında kayboldu milli ruh.

3 Ekim 2011 Pazartesi

Sıkıntılı İlk Yarılar

Trabzonspor bu sezon oynadığı maçların hepsinde ilk yarı da ki ortaya koyduğu futbol ile taraftarlarına sıkıntı dakikalar yaşattı.

Geçen yılın top ile en fazla oynayan, pas yüzdesi en yüksek olan Trabzonspor bu performansını bu sene sahaya koymakta zorlanıyor.

Burada en büyük sıkıntının kaleden uzun toplar ile başlamanın etken olduğu düşüncesindeyim.

Her maç sürekli değişen bir takım yapısının olması futbolcular arasında uyum sorununun oluşmasına neden olmaktadır.

İkinci yarılarda ise sahada bambaşka bir Trabzonspor ortaya çıkıyor.

Ayağa pas yapan, rakibine tam saha pres uygulayan ve topu sürekli rakip sahada oynama çabası içerisinde olan bir Trabzonspor.

Eskişehir gibi zor bir deplasmanda ikinci yarının büyük çoğunluğunda üstünlüğü elinizde bulundurmak zor bir durum iken Trabzonspor'un gol yükünü çeken Burak YILMAZ 2 dakika da attığı 2 gol ile galibiyetin gelmesinde ki en büyük paya sahip oldu.

1 Ekim 2011 Cumartesi

Güzel Oyun Güzel Kalacak mı?

Sadece cezalı maçlarda kadın ve çocukların maç izlemesine izin veren Tff dün aldığı karar ile kadın ve 16 yaşından küçük çocuklar için lig maçlarını ücretsiz hale getirdi.

Bu maçlarda kadın ve çocukların bilet ücretlerini ise Tff kulüplere ödeme kararı aldı.

Ayrıca Tff yaptığı açıklamada: "Futbolumuzun içinde bulunduğu süreçte; futbolumuzun geleceğine katkıda bulunmak, bu güzel oyuna olan ilgiyi artırmak, şiddet ve düzensizliği önlemek, çirkin ve kötü tezahürata engel olmak ve ailelerin rahatlıkla izleyebileceği müsabaka ortamı oluşturmak konusunda çok önemli katkıları olacağına inandığımız bu proje, 2011-2012 sezonunda “34 Haftalık Lig Grubu” maçlarında geçerli olacak. "

Çirkin ve kötü tezahürata engel olmak.

Peki Fenerbahçe nin oynamış olduğu Manisaspor maçında 40 bin kadın ve çocuk ezeli rakiplerine karşı küfür etmedi mi?

Daha ilk maçta bu uygulamanın amacının dışına çıktığı görüldüğü halde Pfdk aldığı karar ile küfürün bir süresinin olduğunun altını çizerek herhangi bir ceza uygulamasında bulunmadı.

Pfdk nın da verdiği karardan yola çıkarak artık stadlar da belli bir süre küfür edilip susulursa herhangi bir ceza yaptırımı uygulanamaz taraftarlara duyurulur.

Umarım sanıldığı gibi "Güzel Oyun Güzel Kalacak" projesi gerçekleşir.

Kulüplerin bayanlar ve çocuklar için ayırdığı kontenjan aşağıda ki gibidir :

28 Eylül 2011 Çarşamba

Bir Rüya Gerçekleşti.



Şampiyonlar ligi dünya üzerinde en fazla izleyiciye sahip futbol organizasyonudur.

Şampiyonlar liginde her sene kendi ülkelerinde şampiyon olmuş veya şampiyonluğu haketmiş marka takımların mücadelesi yer alır.

Bu nedenle futbolun marka değeridir Şampiyonlar ligi.

Bu yüzden katılan takımlar içinde ayrı bir öneme sahiptir bu organizasyon.

Takımları olduğu kadar taraftarları içinde ayrı bir heyecandır.

Bir de böyle bir organizasyon da ilk defa yer alıyorsanız heyecan daha üst seviye de yaşanır.

Trabzonspor yaz sürecinde yaşanan belli süreçler sonunda ilk olarak Şampiyonlar ligi elemesi oynayıp elenmiş, Avrupa ligi elemesi ilk maçını yaptıktan sonra rövanş maçına hazırlanırken sürpriz bir kararla(ki aslında hakettiği karar) Şampiyonlar Ligine gruplarda mücadele hakkını kazandı.

Trabzonspor hem şampiyonlar ligi hemde Avrupa ligi elemesi oynayıp daha sonra gruplara kalan tek takım ünvanını da elinde bulundurmakta.

Gruplarda ki ilk maçında İtalyan devi İnter i Milano da yenerek tarihi zafere imza atan Bordo-Mavi liler tarihinde ki ilk Şampiyonlar ligi maçından galibiyet ile ayrılmıştı.

Artık gözler Türk futbolunda farklı bir yeri olan Avni Aker stadında ki ilk şampiyonlar ligi maçına çevrilmişti.

Şampiyonlar ligi topunun bulunduğu bayrak stadın ortasına geldi ve insana ayrı bir hava katan Şampiyonlar ligi müziğinin çalınması stadda ki taraftarlara tarihi bir gün yaşama fırsatı sunuyordu.

Trabzonspor Lille karşısında güzel bir oyun ortaya koymasa da aldığı 1 puan ile gruptaki liderliğini sürdürmesini bildi.

Geriye kalan 4 maçtan da olumlu sonuçlar alıp ilk defa katıldığı bu organizasyon da bir üst tura çıkma başarısını da gösterecektir.

25 Eylül 2011 Pazar

Özlenen 3'lük

 Samsun deplasmanında oynadığı futbolla eleştirilen ve ligde henüz 3 puan ile tanışamayan Trabzon kendi sahasında Karabük ile karşılaşacaktı.

Satılan bilet sayısı maça ilginin az olacağı yönündeydi ki maç saati stad da görünen boşluklar bunu doğruladı.

Takımın ligde oynadığı 3 maçta 3 puan ile tanışamaması mı yoksa son haftalarda oynanan futbol mu bu duruma nedendi.

Az sayıda ki seyircinin harika tezahüratları ile maç başladı.

2. ve 3. dakikalarda ki Karabük atakları ile yine mi aynı senaryo yaşanacak düşüncesi hakim olmaya başlamıştı ki, ard arda çalınan 7 offsayt (ki en az 4'ü hatalı) gelecek golün sinyalini veriyordu.

Geçen sezonun ve bu sezonun formda ismi Burak YILMAZ yine sahneye çıkarak takımını 1-0 geçirdi.

Kazanılan bir serbest vuruşta Tolga'nın hatası ile Cernat topu gole çevirdi ve ilk yarı 1-1 bitti.

İkinci yarıya Sapara-Adrian değişikliği ilen giren Trabzonspor özlenen futbolunu ortaya koymaya başlamıştı.

Alan ve Volkan'ın da Adrian'a ayak uydurması ve Burak'ın başarılı performansı ve attığı 3 gol ile beklenen 3 puan kazanılmıştı.

Şenol Hocanın maç sonu yaptığı açıklamalar yine birilerine ders niteliğindeydi ki anlayana tabi.

Şimdi gözler Salı günü oynanacak Lille maçına çevrildi.

Trabzonspor taraftarının büyük çoğunluğunun asil lig dediği Şampiyonlar Liginde alınacak bir Lille galibiyeti ligde ki her türlü sonucu kabullenme sürecini de sağlayacaktır.

22 Eylül 2011 Perşembe

Karadeniz Derbisi!

Karadeniz insanı arasında ki kuvvetle bağ ile bilinir iken futbol ile birbirine düşman şehirler haline gelmiş durumdalar.

Ulusal medyanın da kışkırtmaları sonucuyla Karadeniz Bölgesinin iki büyük şehri Samsun ile Trabzon şehirlerinin takımları arasında mücadele farklı bir hava kazanmış oldu.

Maçın ilk düdüğü ile birlikte 90 dakika boyunca sürecek olan küfürlü tezahürat ta başlamış oldu.

Taraftarların küfürlü tezahüratına ilaven saha içinde ki futbolcuların da sert müdahaleleri Trabzonspor lu futbolcuların mücadelesini daha da zora sokmuş oluyordu.

Maçın ilk dakikalarında oyuna ağırlığı koyan Trabzonspor cezası biten Burak Yılmaz ile ilk yarıyı önde bitirdi.

İkinci yarı da Samsunspor'un oyun kontrolünü eline alması gelecek golün habercisi idi.

Serkan ve Celutska'nın uyumsuzluğu, Zokora nın bir defans adamı olarak görev yapıp kendi bölgesinde oynayamaması ve Halil in yorgunluğu Samsun ataklarının daha da sıklaşmasına imkan sağladı.

Maçın iki kırılma noktası ki biri Voleybol da smaç diye tabir ettiğimiz hareketin yan ve orta hakem tarafından görül(e)memesi ve Colman'ın pres sonucu kazandığı topu gole çevirememesi oldu.

Geçen yıl son dakikalar da rakiplerinin kabusu olan Trabzonspor bu sezon son dakikalar da puan kayıpları yaşamakta.

Ligde oynadığı 3 maçta henüz 3 puan ile tanışamayan Trabzonspor halen İnter galibiyetinde ki kredisini kullanmakta taraftarının gözünde.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Taraftarlığın Cinsiyeti Olmaz

Taraftar, sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlı kimse anlamına gelmektedir.

Tanımdan da anlaşılacağı gibi herhangi bir cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bir kulübe veya bayrağa bağlılık anlamına gelmektedir.

Ülkemizde bu durum farklı algılanmış olacak ki seyircisiz maç cezası ortadan kaldırılarak sadece kadın ve çocukların stadlarda maç izlemesine karar verildi.

Katılımın oldukça fazla olması kadınlarında bu ülkede futbola ilgilerinin olduğu göstermiş oldu.

Her ne kadar ilk başlarda acemilik çekselerde daha sonradan organize bir şekilde tezahürat girişimlerinin bulunması da göze hoş geliyordu.

Ta ki herşey ezeli rakibinin sevinç gösterileri ile anıldığı bir dakika da bayan taraftarların küfürlü tezahüratına kadar.

Erkeklere ceza vererek en büyük eğlencelerinden mahrum eden TFF bayan taraftarların böyle bir tezahürat da bulunacaklarını hesaba katmamış olmalı.

Şimdi akıllara TFF'nin nasıl bir ceza yaptırımı uygulayacağı sorusu gelmekte.

Erkeklerden sonra kadınlara da maç izleme yasağı getirilirse tüm maçlar 23 nisan çocuk şenlikleri havasında geçeceğe benziyor.