Zapals.com

30 Eylül 2013 Pazartesi

Kader haftası



Trabzonspor kötü oyuna ve sıkıntılı dakikalar yaşatmasına rağmen kazanmaya devam ediyor.

Futbol adına biz taraftar olarak pek bir zevk almıyoruz ama Avrupa ligi ve ligde ki durumuna baktığımızda rakiplerine göre ön planda duruyor.

Bunda Mustafa hocanın şansının çok büyül katkısı olduğu düşüncesindeyim. Maçlarda öne sürdüğü kadrolar, yaptığı saçma değişiklikler ve kuralarda ki şansı bu düşüncemi destekler nitelikte.

Mustafa hoca ve Trabzonspor'umuzun asıl durumunu gözler önüne sereceği asıl hafta geldi çattı.

Avrupa liginde ki güçlü bir ekip olan Lazio ile ve ardından ligde Fenerbahçe ile yapılacak olan maçlar takımın gerçek görüntüsünü ortaya koyacak.

Bu maçlardan alınacak olan en az 4 puan bile hocanın takımda ki başarısını ortaya koyacaktır.

Birde başarılı futbolcularımızın kendine olan güvenleri ve sahada ortaya koydukları performansda bu başarılı sonuçların alınmasında en büyük katkıya sahiptir.

Kader haftası diye nitelendirdiğimiz hafta geldi. Umarım takım ve hoca için güzel sonuçların alınacağı bir hafta olur.

20 Eylül 2013 Cuma

Şans devam ediyor



Uefa Avrupa ligiilk maçında Güney Kıbrıs ekibi Limassol'un konuğu olan Trabzonspor 1-0 yenik düştüğü maçı 2-1 kazanmasını bildi.

Kadrolar ilk açıklandığı andan itibaren herkesin kafasında sahada nasıl bir dizilim olacağı, sol kanatta kimin görev yapacağı soruları vardı. Maç başladığı anda son haftalarda sürekli olarak sol bek görevinde bulunan Olcan sağ açığa, sol kanat ise tamamiyle Aykut Demir'e teslim edilmişti. Bosingwa'nın maç eksiği olmasına rağmen iyi görüntü sergilemesi ve MAlouda'nın gerçekten futbolu futbol olsun diye oynaması takdir edilecek cinstendi. Yusuf'un başarılı performansının ardından kesik yemesi ise gerçekten tartışılacak bir durumdu.

Bazen kendimi alamıyorum Mustafa hoca Hollanda'ya gerçekten futbol konusunda kendisini geliştirmek için mi gitti diye. Bu düşünceme sebep olan durum ise oyuncu değişikliklerinde yaptığı hatalar. Var olan sonucu koruma durumu Trabzonspor futbol anlayışına yakışmayan cinsten.

Maçın hakemine gelelim. En ufak pozisyonda bizim oyuncularımıza kolayca kart gösteren İspanyol hakemin rakip futbolcuları es geçmesi de gözden kaçırılacak bir durum değildi.

Trabzonspor Avrupa da ki şansının yardımıyla halen iyi sonuçlar almaya devam ediyor. Umarım uzun bir süre devam edecektir.



15 Eylül 2013 Pazar

Korkak ve Vasat Futbol



Ligin 4. haftasında eski hocası Tolunay Kafkas'ın teknik direktörlüğünü yaptığı Karabük'ü Avni Aker'de ağırladı Trabzonspor.

İlk yarısı golsüz geçen mücadelenin ikinci yarısında Henrique'nin forvetvari golü ile sönük geçen maçtan 1-0 galip ayrılmasını bildi.

Volkan'ın kesik yediği bu hafta Yusuf ortaya koyduğu performans ile herkesten alkış almasını bildi.

Futbol olarak Trabzonspor halen vasat. Kendi sahasında tek forvet ile sahaya çıkıp, son dakikalarda skoru koruma hamleleri yapmak Trabzonspor'a yakışmayan bir futbol anlayışı.

Bu hafta başlayacak olan Uefa Avrupa liginde bu şekilde yapılacak olan mücadele ile hüsran yaşamaya hazır ol mesajı bile veriyor gizliden Trabzonspor.

Mustafa hoca elinde ki adamlardan iyi şekilde yararlanmayı başarabildiği sürece aslında başarıyı yakalayabilecek.

11 Eylül 2013 Çarşamba

Hepimiz Joganitayız



2 Ağustos 2011 tarihinde "Temiz Futbol, Güzel Oyun" sloganıyla yayın hayatına başlayana joganita.net sitesi bugüne kadar yayınladığı yazılar ve ropörtajlar ile onbinlerce insana ulaşmasını bildi.

Futbolun ve sporun gizli kalmış güzel yanlarını genç kadrosu ile sporseverlerin hizmetine sunan bu güzel topluluk ayrıca Türkiye'nin ilk futbol kütüphanesini Trabzon'da hizmete açtılar. Farkılı dillerde yazılmış binlerce eser yer almakta olup içine girildiğinde göz zevkini de doyuracak nitelikte ürünlere sahip.

Böyle güzel işlere el atan bir topluluğun ülkenin spor bakanı tarafından hedef gösterilmesi olayı nedir peki.

"İstanbul 2020'yi Protesto Ediyoruz!" isimli yazı ile bir çok taraftara göre de haklı olduklarını dile getirdiler. (Yazının tamamı için - http://www.joganita.net/index.php?option=com_k2&view=item&id=676:istanbul-2020yi-protesto-ediyoruz )

Sonuçta ne oldu Türkiye 2020 olimpiyatlarını kazanamadı ve oylama sonucu Japonya Başbakanın yaptığı konuşma aslında gerçek suçluları ortaya koyuyordu. Fakat suçu kendinde değilde farklı yerlerde arayan insanlar hedef şaşırtma yoluna girmişlerdi.

Duyarlı insanlar olarak Joganita'ya atılan bu iftiranın her daim karşısında duracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Daha güzel adımların atılacağından emin olduğum bu topluluğa da saygım gün geçtikce artacaktır.

#HepimizJoganitayız

2 Eylül 2013 Pazartesi

Travma



Bir garip koltuk oldu Trabzonspor teknik adamlığı.

Gelen adama sanki bir sihirli çubuk değiyor ve ne yapacağını bilemiyor.

Kafasındakiler ile sahadaki yaptırdıkları hiç mi hiç uyuşmuyor.

1461 Trabzon'un başındayken fırtınalar estiren, cesur futboldan bir adım taviz vermeyen hoca TRabzonspor'un teknik patronu olduktan sonra futbol bilgisini kaybetti sanki.

Saçma sapan oyuncu dizilimleri, performansını bir türlü tutturamayan oyuncuları kazanma hevesi, maç esnasında oyunu okuyamama durumu ...

Sonuç : Ligin belki de en kötü takımı olarak gösterilen Akhisar takımından deplasmanda 3 gol yemek.

İçler acısı ise maç sonu yapılan röportajda oynanan futboldan memnun olunması. Hangi futbol hoca hangi futbol.

Binlerce km yol yapıp orada sevdasını izlemeye gelen taraftarın maç sonundaki gözü yaşlı görüntülerini de futbolculara izletin. İzletin ki daha sonra 2 bilet alıp bize küfür edemezsiniz diyen adam utancından siktir olup gitsin.

1 Eylül 2013 Pazar

Dershanecilik deneyimim



Dershanecilik sisteminde öğretmenin görevleri nedir adlı kısa bir görüş bildirisi olacak bu yazı.

Daha önce hiç dershane yaşantım olmadı ve ilk defa bir dershanede işe başladım.

Okulların açılmasına uzun bir süre olduğu için tahmin edildiği gibi kayıt işlemleri devam etmekte normal olarak.

İşe başlamadan öncede kayıt işlemlerine yardımcı olunacağı konusunda konuşuldu yalan değil. Ama bunun normal bir şekilde olacağını düşündüm tabi ki.

Neyse ilk günüm sadece kurumda ki diğer öğretmenleri izleme ile geçti.

Yaptıkları iş ellerinde bulunan listeye göre velileri arayıp öğrencilerini kuruma kayıt ettirmeyi düşünüp düşünmediklerini sormak ve ikna etmek.

Şimdi düşündüğümüzde evet böyle bir olaya ihtiyaçları var ama insanları bir hedefe zorlamak baskı yapmak bir o kadar yanlış.

Elbette ki orada çalışan insanlarda daha fazla kazanmasını ister kurumlarının ama bunu onların haklarını gasp ederek yada azarlayarak yaparak değil.

Eğitimcilerin pazarlamacı gibi görev alması hiçte hoşa giden bir durum değil.

Eğitim kurumları pazarlamasını dönem içinde verdiği eğitim ile yapmalı.

Öyle bir eğitim sunmalı ki insanlara daha sonraki kayıt döneminde bireyleri arama gereği duyulmasın.

Ve 1 haftalık süreçte yaşanan en kötü olay ise şuydu : 2. sınıftan 3. sınıfa geçen bir öğrenciye eğitim verilmesi için telefon açıldığı sırada velinin çocuğunun öldüğünü söylemesi. İşte o an insanın başından kaynar sular dökülür. Çalışmak mı ? Yaşamak bile gelmez içinden o an insanın.

Kısa dershanecilik iş hayatımda edindiğim izlenimler bunlar.

Öğretmen adaylarının kendilerini iyi geliştirmesi ve gerçekten birer eğitimci kimliğine sahip olmaları gerekmektedir.

Öğretmenler pazarlamacı değil eğitimcilerdir.